Commodore Perry Seferi
Japonya
1854 yılına kadar sömürge haline getirilmemiş, bu sebeple de Batılı sömürgeci
devletler tarafından çıkar alanı olarak görülmemiştir. Amerika, Avrupalı
ülkelere nazaran sömürge faaliyetlerine daha geç başladığı için, 1790 yılında
Pasifik Okyanusu (Büyük Okyanus)'nda yapılan keşiflerde Japonya'nın muhtemel
bir hedef olabileceği üzerinde durulmuştur. Fakat o yıllarda bağımsızlığını
yeni kazanan ABD'nin önceliği ulusal birliğin ve örgütlenmenin sağlanmasıyla
birlikte savaş gücünün geliştirilmesine verilmiştir. ABD'nin Japonya'ya yönelik
ilk girişimi 1832 yılında Andrew Jackson yönetimi tarafından başlatılmış fakat
başarılı olunamamıştır.[1]
1853 yılına gelindiğinde Asya-Pasifik'teki etkinliğini arttırmak isteyen ABD,
200 yıldır kendi içine kapanık yaşayan Japonya'yı dünyaya açmak için Commodore
Matthew Perry komutasında 4 gemiyi Japonya'ya göndermiş ve Perry liderliğindeki
heyet Japonya ile anlaşma zemini aramıştır. Perry'nin bu seferdeki amacı
Japonya'yı Batı dünyasıyla özelliklede ABD ile sürekli ve düzenli bir ticaret
ilişkisi içine çekmek, Pasifikte bir sıçrama tahtası oluşturmak, Çin
limanlarına rahat ulaşım ve Kuzey Amerika-Asya arasındaki trafiğin sorunsuz bir
şekilde sağlanmasıdır. Özelikle Çin pazarlarına ulaşmak için Japonya'nın konumu
ABD açısından çok önemlidir. Çünkü o dönemlerde Amerikalı tüccarlar yelkenli
gemiler yerine buharlı gemiler kullanmaya başlamış ve Kuzey Amerika'dan Çin'e
uzanan uzun yolculukları boyunca kömür ikmali yapabilecekleri güvenli limanlara
ihtiyaçları vardı. Matthew Perry bu limanların tedarik edilmesi, Amerikalı
tüccarların kullanımına açılabilmesi için Japon yöneticilerle görüşmelerde
bulunmuş lakin Japon yöneticiler bu isteklere başta pek sıcak bakmamıştır.
Perry Japonya'nın bu tavrını önceden düşündüğünden ve Japonya'ya Batı
kültürünün üstünlüğünü gösterebilmek için Japon İmparatoruna; buharlı lokomotif
çalışma modeli, teleskop, bir telgraf düzeneği ve tüm Japonları etkileyebilmek
için şarap ve likör çeşitleri getirmiştir. Japon yöneticilere taleplerini
anlatan Perry ertesi bahar tekrar gelmek üzere Japonya'dan ayrılmış, ertesi
bahar daha büyük bir filo ile döndüğünde de talepleri isteksiz olarak da olsa Japonya
tarafından kabul edilmiştir, 31 Mart 1854 yılında Kanagawa Anlaşması iki devlet
arasında imzalanmıştır.[2]
Kanagawa Anlaşmasına göre;
1-ABD ve Japonya arasında barış
ve dostluk sağlanacak,
2-Shimoda ve Hakodate limanları Amerikan gemilerine açık olacak,
3-Herhangi bir Amerikan gemisi
kaza yapacak veya batma tehlikesi geçirecek olursa Japon sahil güvenlikleri yardım edecek,
4-Amerikan gemilerine Japon
limanlarında kömür, su ve diğer gerekli malzemelerin alınabilmesi için izin
verilecek,
gibi
ayrıcalıklar ABD'ye verilmiştir.[3]
Bu anlaşmayla Japonya ABD gemilerine yakıt ikmali sağlayacak, zor durumda kalan
gemilere yardım edecek ve Çin pazarına yol alacak Amerikan tüccarlara iki
bağlantı noktası açıp bu bağlantı noktalarının güvenliğinden sorumlu olacaktır.
Japonya bu anlaşmayı imzalarken şunu açık ve net olarak belirtmiştir; bu
anlaşma ticari bir anlaşma kesinlikle değildir, ABD-Japonya arasında olası bir
ticari anlaşmasına da garanti vermemiştir.[4]
Perry'nin bu seferindeki en büyük amacı Japon hükümetiyle, Asya-Pasifik
bölgesinde Amerikan tüccarların korunması ve yakıt ikmali yapabilmeleri için
bağlantı noktaları açılması konusunda anlaşmaktı ve bu amacına da 1854 Kanagawa
Anlaşması ile gerçekleştirmiştir. Perry bu seferiyle ABD'yi Asya-Pasifik de
dönemin büyük güçleri olan İngiltere ve Fransa ile boy ölçüşebilecek konuma
getirmiştir. Asya-Pasifikte artan Amerikan ilgisi ve gücünün temeli Commodore
Matthew Perry'nin Japonya'ya yaptığı bu sefer ve imzaladığı Kanagawa
Anlaşması'dır diyebiliriz.
Kanagawa Anlaşması'yla Japonya
ABD'nin kullanımına açtığı bağlantı noktalarına (Shimoda ve Hakodate bölgesine)
ABD'nin konsolos atamasını da kabul etmiş ve ABD o bölgeye Townsend Harris'i
ilk ABD konsolosu olarak atamıştır. Harris Japonya ile daha uzun nitelikli ve
ticari bir anlaşma imzalamak için görüşmelerde bulunmuş ve 1858 yılında Harris
Anlaşması adında gerçek bir ticari anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre;
Japonya bütün ticari limanlarını ABD'ye açmış ve 200 yıllık içe kapanıklığın
getirmiş olduğu geri kalmışlığın giderilmesi için modernleşme ve teknolojik
gelişmelere ayak uydurulmaya başlanmıştır.[5]
Japonya devlet hayatında çok kısa bir süre olarak nitelendirilebilecek 30 yıl gibi
bir sürede tümüyle batılılaşıp Avrupa'nın en ileri devletleri seviyesine
çıkacak hatta Rusya'yı bile geçecektir.[6]
Böylelikle ABD Japonya'nın dışa, dünyaya açılmasında önemli bir rol oynamakla
birlikte Asya-Pasifik dengelerini biraz daha kendi lehine çevirmeye, bu bölgede
etkinliğini arttırmaya devam etmiştir.
[1]Hakkı Büyükbaş,
''Japon Modernleşmesi Üzerine
(1868-1912)'', Bilimname Dergisi,
Cilt 1, Sayı 3, Mart 2003, s. 70, http://ktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02237/2003_3/2003_3_BUYUKBASH.pdf, (E.T.07.11.2014)
[2]The United States and the Opening to Japan, 1853, https://history.state.gov/milestones/1830-1860/opening-to-japan,
(E.T.07.11.2014)
[3]Commodore Perry and the Opening of Japan, http://www.history.navy.mil/branches/teach/ends/opening.htm, (E.T.
07.11.2014)
[6]Sander, a.g.e., s. 276
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder